Yaşam ve Ölüm Yorgunu, Çin edebiyatı denince akla gelen ilk isimlerden olan Mo Yan’ın okuduğum üçüncü kitabı oldu. 2012 yılında Nobel edebiyat ödülüne layık görülen Mo Yan, 45 günde çalakalem yazdığı bu hacimli eserinde okurlarına yüksek bir edebiyat zevki sunuyor. Kendisini bu kadar kısa sürede çalakalem yazmakla eleştirenlere ise “Bu kitabı kırk beş günde yazıya dökmüş olsam da 40 yılın bilgi ve deneyimi ile yazdım, bu kitabı yazabilecek hale gelmem kırk yıllık çalışma gerektirdi” cevabını veriyor.
Roman, Mao Zedong öncülüğündeki Çin Komünist devriminden Çin’in kapitalizmin yeni kalesi olması yönündeki değişimlerin ilk sinyallerini verdiği Çin’in yakın tarihine ilgi duyanlar için Çin kırsalından geniş bir panorama sunuyor. Hikayemiz büyük ölçüde toprak reformu esnasında idam edilen eski toprak ağası Ximen Nao’nun hayvan reankarnasyonları (sırasıyla eşek, boğa, domuz, köpek ve maymun ve koca kafalı bir çocuk) ile Ximen ailesinin sonraki nesilleri üzerinden anlatılıyor. Kitabın oldukça farklı ve hoş bir tarzı olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de Çin edebiyatının ne kadar zayıf olduğu düşünülürse (hiç Çince bilmediğim de hesaba katılırsa) Mo Yan’ın esin kaynaklarının izini sürmek oldukça zor olsa da kitabın bana Binbir Gece Masallarının Çindeki karşılığı olarak niteleyebileceğimiz Çin edebiyatı tarihinde büyük bir öneme sahip olan Pu Songlin’in Bir Çin Sütüdyosundan Garip Öyküler’ini hatırlattığını söyleyebilirim.
Yaşam ve Ölüm Yorgunu, benim büyük keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. Mo Yan’ın savunmasına katılmamak elde değil, bu roman pek çok yönüyle gerçekten kaliteli bir edebiyat ürünü. Yine de çalakalem yazılması ritim problemlerine ve ayrıca finalin planlanmamış, ani ve zayıf olmasına yol açtığını da söylemek gerek.
Sonuç olarak Yaşam ve Ölüm Yorgunu Çin edebiyatı denemek isteyenlere ve/veya yakın dönem çin tarihine ilgi duyanlara rahatlıkla tavsiye edebileceğim, genel itibariyle oldukça keyifli bir kitap.
Takipte Kalın